Kıbrıs Cumhuriyetinin, Topluluk ile yaptığı müzakereler sonucunda, ‘Topluluk ile Kıbrıs Arasında Bir Ortaklık Kuran Anlaşma’, 19 Aralık 1972 tarihinde Brüksel’de imzalanmış ve Anlaşma 1 Ocak 1973 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anlaşma ile gümrük birliğine ulaşmak için gümrük tarifelerinin ve diğer sınırlamaların kademeli olarak kaldırılması öngörülmektedir. Yapılan çeşitli yardımlar ve geçilen dönemlerin ardından 19 Ekim 1987 tarihinde Kıbrıs ile Topluluk arasında ‘Gümrük Birliği Anlaşması’ imzalanarak, 1 Ocak 1988 tarihinden itibaren uygulamaya konmuştur.
4 Temmuz 1990 tarihinde Kıbrıs Rum Yönetimi, bütün Kıbrıs adına Topluluğa tam üyelik için başvuruda bulunmuştur. Kıbrıs Türk tarafı, yapılan başvurunun hukuka uygun olmadığı yönünde yoğun itiraz ve eleştiriler getirmiş ve başvurunun reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Bu itiraz ve eleştirilere rağmen, Avrupa Birliği Komisyonu, Haziran-1993 tarihinde Konsey’e vermiş olduğu görüşte başvuruyu uygun bulmuştur. 24-25 Haziran 1994 tarihlerinde Yunanistan’da yapılan Korfu Zirvesi’nde Kıbrıs’ın başvurusu ile ilgili gelişmelerin değerlendirilmesi ve AB’ye kabul edilmesi için müzakerelerin hızlandırılması yönünde karar alınmıştır. 9 Aralık 1994 tarihinde Almanya’da gerçekleştirilen Essen Zirvesi’nde ise yapılacak ilk genişlemenin Kıbrıs’ı da içereceği vurgulanmıştır. 12-13 Aralık 1997 tarihli Lüksemburg Zirvesi’nde ise Kıbrıs ile tam üyelik müzakerelerinin başlatılması yönünde karar alınmıştır. Alınan karar üzerine, 30 Mart 1998’de AB-Kıbrıs arasında tam üyelik müzakereleri başlamıştır. Yapılan müzakereler sonucunda 1 Mayıs 2004 tarihi itibarıyla Kıbrıs, Avrupa Birliği’ne tam üye olmuştur.
Kıbrıs’ın yeniden birleşerek Avrupa Birliği’ne katılımının Avrupa Konseyi’nin tercih ettiği kuvvetli bir sebep olduğu birçok kez altı çizilerek ifade edilmişti. Ancak, Kıbrıs’ta her iki tarafta 24 Nisan 2004 tarihinde yapılan eş zamanlı referandumda Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunmasına yönelik hazırlanan BM planı gerekli desteği bulamadı. Kıbrıslı Türkler 2:1 oranla planı kabul ederken, Kıbrıslı Rumlar 3:1 oranla planı reddettiler. Dolayısı ile Kıbrıs, de facto bölünmüş ada olarak 1 Mayıs 2004 tarihinde Avrupa Birliği’ne üye oldu.
16 Nisan 2003 tarihinde Atina’da imzalanan ve 1 Mayıs 2004 tarihinde yürürlüğe giren Katılım Antlaşması’na ek 10. Protokol ile KKTC AB nezdinde yeni bir statü kazanmıştır. Protokol’de KKTC topraklarından, “Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin etkin kontrol uygulamadığı Kıbrıs Cumhuriyeti bölgeleri” olarak sözedilmektedir. Bu bölgelerde acquis’nin uygulaması askıya alınmıştır. Komisyon’un önerisi ve Konsey’in işbirliğiyle bu topraklarda acquis’nin uygulanması söz konusu olabilecektir. İlgili 10 Numaralı Protokol, “Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin etkin kontrol uygulamadığı Kıbrıs Cumhuriyeti bölgeleri”nde ekonomik gelişmenin sağlanması için önlemler alınabileceğini ortaya koymuştur. Bu bağlamda AB Konseyi, verilen yetkiyi kullanarak “Yeşil Hat Tüzüğü” olarak da anılan KKTC toprakları ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasında mal, hizmet ve kişilerin dolaşımı konusunu düzenleyen tüzüğü 29 Nisan 2004 tarihinde kabul etmiştir.
Genişlemeden sorumlu Genel Direktör Günther Verheugen, Kıbrıs’ın gelecekte yeniden birleşmesine yardımcı olması hedeflenen Kıbrıs Türk toplumunun gelecekteki Topluluk Yasası’nın uygulanmasına katkı koymak amacıyla TAIEX aracılığı ile bir Kurumsal Yapılaşma Programı uygulama yoluna gitmiştir. Bu uygulama KKTC üzerinde durdurulan acquis’nin kaldırılmasına yönelik bir adım olarak kabul edilebilir.
Referandum sonrasında 7 Temmuz 2004 tarihinde AB Komisyonu, kapsamlı bir yardım ve ticaret önlemleri paketi önerisinde bulunmuştur: Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik kalkınmasını teşvik etmek için hukuki bir aracın kurulmasına yönelik tüzük (Yardım Tüzüğü) ve KKTC ile ticaret için özel durumlarla ilgili tüzük. 27 Şubat 2006 tarihinde Konsey yardım tüzüğünü onayladı. Toplam 259 milyon avro yardımın 120 milyon avroluk kısmı daha önce geç kabullenildiğinden ve 2005 yılının bütçesinde bulunduğundan dolayı kaybedilmiş ve 2006 yılına yasal eksiklikten dolayı aktarılamamıştı. Geriye kalan 139 milyon avro yeni kabul edilen yardım tüzüğünün altında harcanacaktı.
27 Ekim 2006 tarihinde Komisyon aldığı kararla Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik kalkınmasını teşvik etmek amacıyla toplam 38,1 milyon avroyu serbest bıraktı. Söz konusu mali yardım 3 hedefe odaklanacaktır:
Fiziksel altyapının geliştirilmesi,
Ekonomik ve sosyal kalkınmanın teşvik edilmesi,
Kıbrıs Türk toplumunun Avrupa Birliği’ne yakınlaştırılması.
Şubat 2006’da, AB üye ülkeleri 259 avroluk Yardım Tüzüğü [1]’i kabul etti. Söz konusu AB mali yardımının hedefi genel olarak, adanın ekonomik entegrasyonunu, iki toplum arası ve AB ile olan temasların geliştirilmesini ve AB mevzuatına tedrici bir şekilde uyumlaşmayı vurgulayarak Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik kalkınmasını desteklemek ve Kıbrıs’ın yeniden birleşmesini kolaylaştırmaktır.
Komisyonun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, “Bize somut projelerle Kıbrıs Türk toplumunu Avrupa’ya yakınlaştırma imkanı sunan bugünkü kararı memnuniyetle karşılıyorum. İzolasyonların kaldırılması ve böylece Kıbrıs’ın yeniden birleştirilmesini kolaylaştırma yolunda AB yeni bir adım daha atmış oldu” dedi. Açıklamasında üye devletlere çağrı da yapan Rehn, Avrupa Birliği ile Kuzey Kıbrıs arasında doğrudan ticaret tüzüğünün onaylanmasını istedi.
Mali yardım paketinin 38,1 milyon Euroluk ilk dilimiyle finanse edilecek 6 proje,
katı atık bölge programı,
Lefke maden bölgesinin rehabilitasyonu için fizibilite çalışması,
enerji sektörü işletmesinin güçlendirilmesi,
kırsal ve kentsel altyapının güçlendirilmesi,
özel sektörün desteklenmesi ve
AB’nin siyasi ve yasal düzeni hakkında bilgi verilmesini içeriyor.
20 Ekim 2006 tarihinde Phare Yönetim Komitesi aldığı kararla mali yardımın ikinci diliminin 2006 yılı bitmeden serbest bırakılacağını açıklamıştı. Yardımın uygulanması için Komisyon hem Brüksel’de hem de KKTC’de Komisyon yetkililerinden ve proje sorumlularından oluşan bir Program Ekibi kurmuştur. Bu ekip KKTC’de 15 Eylül 2006 tarihinden itibaren faaliyet gösteren AB Program Destek Ofisi’ni kullanarak yapılacak olan mali yardımın uygulanmasını ve projelerin kontrolünü takip ederek toplantılar ve seminerler de düzenleyecektir.
Komisyon 15 Aralık 2006’da aldığı kararla (Komisyon Kararı C/2006/6533), mali yardımın ikinci dilimini onayladı. İkinci dilimde odaklanılacak konular ise şöyle sıralanıyor;
Altyapının geliştirilmesi ve yeniden yapılandırılması
Sosyal gelişimin desteklenmesi
Güven arttırıcı önlemlerin ve uzlaşmanın teşvik edilmesi ve sivil toplumun desteklenmesi
Kıbrıs Türk Toplumu’nun Avrupa Birliği’ne yakınlaştırılması
AB müktesebatı’nın Kıbrıs Türk Toplumu’na tanıtılması ve uygulanmasına yönelik hazırlık
Bunlara ek olarak program, yukarıdaki projeleri gerçekleştirebilmek için teknik yardım sağlamayı da hedeflemektedir.
Mali yardımın ikinci dilimi kapsamında aşağıda belirtilen projelere kaynak yaratılacaktır;
Su ve sağlık hizmetlerinin yönetim ve kalitesini arttırmaya yönelik program
Kuzey Kıbrıs’taki olası Natura 2000 bölgelerinin korunması ve yönetimine ilişkin destek
Enerji altyapısının yeniden yapılandırılması ve geliştirilmesi
Trafik güvenliğinin arttırılması programı
Telekomünikasyon altyapısının yeniden yapılandırılması ve geliştirilmesi
Kırsal kalkınma programı
Yerel ve kentsel altyapının arttırılması
İnsan kaynakları geliştirme programı
Küçük ve orta ölçekli işletmeler için kredi programı
Sürdürülebilir ekonomik kalkınma ve BT sektörel programı
Güven arttırıcı önlemlerin, uzlaşmanın teşvik edilmesi ve sivil toplumun desteklenmesi
Mayın temizleme çalışmaları
Okullardaki tarih öğreniminin, Kıbrıs’ta istikrarı ve uzlaşmayı arttırmak için, yeniden düzenlenmesi
Toplumsal burs programı
Toplumdan topluma iletişimi teşvik
TAIEX aracılığıyle AB müktesebatı’na uyum ve uygulama çalışmalarına teknik destek
Çevre sektöründe kapasite yaratma